18 Temmuz 2007 Çarşamba

Can Yücel Üstüne Söylenmesi Gereken Bir Kaç Kelam...

Can Yücel 1926 istanbul doğumlu ama ona istanbullu demek bence mümkün değil... çünkü eserlerindeki datça ve hatta akdeniz kokusuna olan özlemi ve sevgisini ele aldığımıza ona egeli bile denebilir... babası hasan ali yücel bu ülkede milli eğitim bakanlığı yapmış gerçekten değerli bi insandır... bakanlık yaptığı dönemlerde türkiyede eğitim adına gerçekten bi çok olumlu şey yapımıştır.... Can Yücel ankara üniversitesi dil tarih coğrafya fakültesi'nde latince-yunanca bölümünü bitirdi... bu belkide çok geniş bi dünyaya ulaşmasına olanak tanıyan bi şanstı... daha sonra Cambridge Üniversitesi'nde klasik filoloji okudu... burda sanat derslerinide izleyerek kişisel gelişimini sürdürdü... daha sonra kendine özgü birçok çeviri yaptı... bbc'de türkçe bölümünde spikerlik yaptı(953-958) bunun dışında elçiliklerde çevirmen olarak çalıştı... daha sonraki süreçte türkiye'ye döndü ve belli bi süre turist rehberliği yaptı... belki egeye olan sevgisi bu dönemlerde başlamış olabilir.... daha sonra herhangi bi yere bağlı olmaksızın çevirmen ve şair olarak anılmaya başladı... zamanın en büyük şairlerinden nazım'ın eserlerine yoğun ilgi göstermeside bu dönemlere rastlar... ve sonunda 1950'de ilk şiir kitabı "yazma"yı çıkardı... ama eserden çok memnun olmamalıki yıllar süren bir biçim arayışına geçti...yücel ustayı sadece bi şair olarak anmak ve anlamak yalnızca işin yarısına ulaşmaktır... çünkü ustanın gerek şiirlerindeki gerekse hayatındaki duruşu birçok ceza ve huzursuzlukla karşı karşıya kalmasına yol açmıştır.... usta bir çok dergide, kültürel ve siyasal olarak bi çok yazı yayımlattı... gerek yaptığı çeviriler gerekse şiirleri yüzünden bi çok baskı gördü... 12 mart döneminde yaptığı Che Guevara 'nın "Gerilla Harbi" ve "İnsan ve Sosyalizm" kitaplarının çevirisi nedeniyle 15 yıl hapis cezasına çarptırıldı. 1974 affıyla tahliye oldu. 12 Eylül sonrasında "Somut" dergisindeki "Hamileler" isimli şiiri edebe aykırı, müstehcen olduğu iddiasıyla para cezasına çarptırıldı. Aynı iddiayla "Rengâhenk" adlı kitabı toplatıldı. bu tarz baskılarla yılmayan usta birçok eser vermeye devam etti.... ve şiirlerindeki siyasal tavrını hiç kaybetmedi... iykide kaybetmedi usta çünkü onu "can yücel" yapan belkide siyasi duruşunu kaybetmeden gerçekten kaliteli sanat yapılabileceğini ıspatlayan eserleriydi... gerektiğinde eserlerinde küfür bile eden usta argonun bile istendiğinde sanatta yer bulabileceğinin birebir kanıtıydı!!
12 Ağustos 1999 tarihinde İzmir'de öldü, çok sevdiği Datça'da toprağa verildi... ve gidip görmek isteyenler olursa datça'da dinlenmektedir usta.. çok fazla içmesi belkide yaşamın ağırlıklarından kaçma çabasıydı belkide herşeyi daha net görebilmesini sağlayan bi araçtı... herşeyinle tavrınla, duruşunla, eserlerinle iiki yaşadın can dede!!!

Saygılarla Üstad...