18 Temmuz 2007 Çarşamba

Bende Sana Yetecek Kadar Ben Kalmadı... -Yılmaz Erdoğan-

BENDE SANA YETECEK KADAR BEN KALMADI

Sus pus olmuş, puslu bir İstanbul'muydu yüzün, yoksaçok bildik hüzünler mi taşınmıştı yüzüneDolmabahçe da çay tadında....

Divit ucuyla yazılmış bir aşkın sureti vardı avuçlarında,tarih bir başka iklimin kıvamını gösteriyordu.

Ben rehnedilmiş yelkovan gibi...

hani akrep'i seven amayüreği takvim yokuşlarında..

Sinemada elinin elimde terleyişinin bir anlamı olmalı,sesinin sesimde yankılanmasının...

sanki perdedekineüzülmüş ya da sevinmişsin de tesadüfen akmış yüzüniçime...

Yalan! Sen perdeye bakıyorsun, fikrin benimseyir defterimde.. ve ben amerikanca bir filmi kürtçeseyrediyorum...

Kadın Beyoğlu'nun bir kış akşamında,üstündeki deri montun sahibine küs, soğukluğundanmuzdarip yürüyordu...

Adam da...

Yürümek hiçbir şeyi çözmüyordu, bazı Aralık akşamlarında...

Parmağındayaralı bir öyküyü taşıyordu adam...

Kadının yüzündebir hüzün...

Hüzünlü aralık akşamında bir yüzük...

Yüzüğün yüzünde dünya güzeli bir kadının kehaneti......

Soğuğun ve karanlığın vehameti!Hayatı, bir başkasının pantolonu gibi, küçültülmüş,daraltılmış... İlk sahibinin o pantalonla yaşadığı şeyler,yani pantalonu pantalon yapan anılar, bazı ilkbaharbereleri yüzünden yapılan yamalar, ter tüketenyazlar...

Hepsi daraltılmış...

Yaşananlara bir bedenbüyük geliyor artık hayat!Bir aşkı paylaşmak için çok geç, bir paylaşıma aşıkolmak içinse erken...

Beni sevda yerimden vurdu yinezaman...

Şimdi sana söylenecek tek cümle:Bende sana yetecek kadar ben kalmadı...

YILMAZ ERDOĞAN